Hasan Ali Toptaş’ın geçtiğimizin ay Everest Yayınları’ndan
çıkan son romanı: Kuşlar Yasına Gider
Kitap, kapağında Nuri Bilge Ceylan’ın Yağmur Sonrasında Üç
Kaz isimli fotoğrafıyla karşılıyor okuyucuyu.
Bazı kitaplar var ki, bazı okuyucular için daha özel olur,
sanki belli bir okuyucu profili için yazılmış gibidir.
‘’Kuşlar Yasına Gider’’ de öyle kitaplardan. Tam bir
baba-oğul kitabı.
Sayfalarından şefkat taşan, hüzünlü fakat hüznünü asla
ağdalı bir şekilde yansıtmayan, melodramdan uzak, hayatın içinden, samimi bir
baba-oğul hikayesi.
Bir Ege kasabası. Hasta, elden ayaktan düşmüş bir baba.
Ankara-Denizli arası mekik dokuyan, babasını o hastaneden öbür hastaneye
taşıyan bir evlat.
Hasan Ali Toptaş’ın güçlü kalemiyle hayat bulan bir hikaye.
Anılarla dolup taşan, mızrak gibi saplanan cümlelerle okuyucuyu esir eden, çok
güçlü bir baba portresi çizen bir kitap.
‘’Demek seni gözünün
içine baka baka aldattı ha, dedi bana dönerek yeniden; bir şey söyleyeyim mi,
sana da zaten aldatılmak yakışırdı oğlum.
Bu sözleri duyunca
duygulandım birden, ne diyeceğimi bilemeden, usulca yutkundum. İçimden kalkıp
babama sarılmak geçti aslında ama yapamadım bunu, baktım sadece. O da bana
baktı gözlerini hiç kırpmadan. O an, birbirimize bakışlarımızla sarıldık
sanki.’’
Babanızla mutlaka bir anınız olmuştur. Olmadıysa bile göz
göze gelmişliğiniz, içinizde birikmiş kelimeler, cümleler vardır. Hayatınızın
bir köşesine mutlaka dokunmuştur babanız. Belki o sizi anlamamıştır, belki siz
onu anlamamışsınızdır. Ona söyleyemedikleriniz vardır ki mutlaka vardır her
evladın babasına söyleyemediği bir şeyler. Çünkü kolayca bir şeyler söylenmez
nedendir bilinmez, belki hep ciddi mevzuların insanı olduğu içindir babalar ama
bilirsiniz, orada bir köşede oturan babanız vardır. En azından bu güç verir
insana. Tıpkı bir sözle de anlatıldığı gibi:
Erkekler, babaları öldükten sonra büyür.
Belki çok konuşmasa
da gözleriyle konuşur babalar. Bu yüzdendir çok derin bakarlar, her bir
bakışlarında bir anlam hissedersiniz. Bilirsiniz, ne demek istediklerini.
Hasan Ali Toptaş’ın duru, anlamlı kalemine bırakın
kendinizi. Okuyun ve babanızın gözlerinin içine bakın, tekrar bakın. Çok farklı
bir gözle bakacağınıza eminim.
İyi okumalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder