2 Aralık 2015 Çarşamba

BLOGCUNUN NOT DEFTERİ (2015-02.12)

YENİ YILIN AJANDALARI

Aralık ayı bir kez daha geldi. Yine nasıl geçtiğini anlamadan bir yılın daha son ayına girdik. Çok anı biriktirdik. Güldük, hüzünlendik, şaşırdık, filmler izledik, kimileri aklımıza daha çok kimileri daha az kazındı. Tekrar tekrar dinleyeceğimiz şarkılar keşfettik belki de, muazzam albümler dinledik. Altını çizdiğimiz, dönüp dönüp tekrar elimize aldığımız kitaplar okuduk.

Ve Aralık ayı biraz da yeni yılın ajandalarına göz gezdirmek demek. Günlerini plana bölmeyi, notlar almayı, bir şeyler karalamayı sevenler için markalar 2016 ajandalarını vitrine koydu.
Yerli üreticiler arasında Ece'den Keskin Color'a, Kırmızı Kedi'den, Metis'e uzanan geniş yelpaze varken, ithal markalar arasında da klasik markalardan olan Moleskine'den Paperblanks'a seçenekler mevcut.

Ben henüz karar veremedim ama Moleskine yeni modelleriyle yine ağır basıyor biraz. Bu arada not defterlerini severek kullandığım zarif modeller sunan Paperblanks'a göz atmanızda da fayda var derim.

SPIELBERG'DEN IŞILTILI DÖNÜŞ

Steven Spielberg; 10 yıl sonra Munich estetiğinde, yetkinliğinde bir filmle geri döndü: Bridge of Spies

Soğuk Savaş'ın ortasında ABD ve Sovyetler arasındaki bir diplomasi krizini, bir avukatı (Tom Hanks) eksenine alarak anlatan Bridge of Spies'in senaryosunda Coen Kardeşlerin imzası bulunurken (Matt Charman ile birlikte) görüntü yönetmenliğinde ise Spielberg'in daha önce de bolca çalıştığı Janusz Kaminski bulunuyor.

Beklentileri kesinlikle karşılıyor Bridge of Spies ve Spielberg filmografisinde önemli bir yere konumlanıyor. Kaminski'nin de şahane katkısıyla başarılı bir dönem atmosferi, Coen'lerin senaryosu, sekmeyen bir kurgu ve Tom Hanks'in her zamanki kalbürüstü performansıyla ortaya ''şık'' bir dönem filmi çıkmış.

Fakat, burada özellikle Mark Rylance'a bir parantez açmak lazım. Tom Hanks'in yanında ezilmeyen performansıyla filmin dikkat çeken ismi oluyor. Aday olur mu? Keşke olsa. Hak ediyor.

Senaryodaki Coen etkisinden midir bilinmez, film Spielberg'in alameti farikası olan Amerikan milliyetçiliğine övgüden uzak ilerliyor. Bu yönden Spielberg filmografisinin en başarılı filmi olan Munich gibi dengeli bir anlatım kurmayı başarıyor. Bu yüzden hem nalına hem mıhına vuran ilk yarıyı daha çok sevdim. Zira ikinci yarıda, özellikle sonlara doğru klasik Spielberg dokunuşu hissediliyor. Kahramanlık teması, milli marş ve kapanış.

Bridge of Spies; 2000'lerdeki en iyi filmi olmasa da, zeki ama tembel yönetmen Spielberg'in hala formda olduğunu ispatladığı bir film olmuş. Filmografisinde sağlam bir yer edinecektir. Benim için hala en iyi filmi ''Munich'' olsa da Bridge of Spies'i da 2000 sonrası en iyi Spielberg filmleri arasında gösteririm.

Film, muhtemelen Oscar yarışına da dahil olacak. Zafer onun olur mu? Olsa sevinirim ama meydan boş değil, sağlam rakipleri var. Zor, bekleyip göreceğiz.

2000 sonrası Spielberg Top 3: 1) Munich 2) Terminal  3) Bridge of Spies

Film puanı: 8,1

ADELE'DEN ''25'' 
Adele'nin yeni stüdyo albümü ''25'' geçtiğimiz haftalarda çıkmıştı ve çıkar çıkmaz fırtına gibi esti desem abartı olmaz. Çünkü ABD'de muazzam bir satış yaparak ''En hızlı satan albüm'' rekorunu kırdı.

Fakat Spotify ve Deezer kullanıcılarına kötü haber var. ''25'', bu platformlardan dinlenemeyecek.
İleride bir değişiklik olur mu bilinmez ancak şimdilik dijital ortamda sadece Apple Music kullanıcıları dinleyebiliyor.


ROTRING ESPRIT 0.5

Kalemleri severim, koleksiyon yapmaya bayılırım. Uzun zamandır aradığım, kovaladığım, üretimi durdurulmuş bir kalemi daha bugün itibariyle ekleyebildim koleksiyonuma: Rotring Esprit 0.5
Metal gövdesi, bir düğmeyle içeri giren mekanizması ile 80'lerden bir Rotring üyesi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe