5 Nisan 2014 Cumartesi

TÜM ÇOCUK KALABİLMİŞLERE, O MASUMİYETİ KORUYABİLENLERE: OT DERGİ NİSAN SAYISI

Çocuktuk, içimizde bir parça hala çocuk.
Çocukluğumuzu yaşamak istedik, en doğal hakkımızdı. Kimimiz yaşayabildi, kimimiz yaşayamadı.
Coğrafyanın bir köşesinde kimi daha çocuk yaşta ağır yükler altına girdi. Hem çocuk hem ana olan Ünzile gibi binlercesi çocukluğunu yaşayamadan başka bir hayata adım attı, atmak zorunda kaldı. Hala da kalıyor.
İki yıl önce kayınvalidesinin tuvalete kitlediği, verdiği yaşam mücadelesini daha fazla sürdüremeyen Ağrılı Melek Karaaslan gibi.

Kimi çocuk terörün hakim olduğu coğrafyalarda büyümek zorunda kaldı, daha doğrusu büyüyemeden öldü.
Koyun otlatırken üzerine havan topu düşen Ceylan Önkol gibi.

Kimi ayağındaki artık giyilemeyecek hale gelen ayakkabılarla çöpleri karıştırdı, sokakta arkadaşlarıyla oynaması gerekirken. Yolda önümde giderken yanındaki kendi yaşlarındaki çocuğa ''Babam bayadır ayakkabı almadı bana ama söz verdi, alırız belki bu yıl'' diyen, o çocuk saflığıyla, masumiyetiyle, ümidiyle konuşan ismini bilmediğim küçük çocuk gibi. Umarım almıştır ayakkabısını.

Kimini de sokaklar öldürdü, yuttu. Bir sokak ortasında yerde tekmelenirken, bir araba ezip geçerken, bir gaz kapsülü başına isabet ederken öldürüldüler.

Ve hala ölüyor çocuklar... Ölmemeleri gereken yaşta ihmaller, kazalar sonucu ve hatta kasıtlar sonucu ölüyorlar.

Ot dergi bu ay görür görmez vurulduğum bir kapakla çıktı okuyucu karşısına. Bir fotoğraf ve bir sözle çok şeyi özetlemiş aslında Ot. Emeği geçenlerin eline sağlık.
Tüm çocuk kalabilmişlere, o masumiyeti koruyabilenlere...


2 yorum:

  1. Ulkemizin aci gerceklerinin en acisi diyebilirim. Kelimelerin yetersiz kaldigi insan ayiplari ne diyebilirim. Uzucu.

    YanıtlaSil
  2. ot dergisini daha önce hiç duymamıştım. bloğunuzu blog deposundan keşfettim iyi bir keşif oldu : ))) ben de bloğuma beklerim

    YanıtlaSil

Bumerang - Yazarkafe