5 Kasım 2013 Salı

HASTALIKTAN DÜŞÜNCELER

Bir deneysel çalışma gibi olsun, bir yazı yazayım istedim.
Hastalık derken, şikayetname tarzı bir yazı değil, olmayacak tabii ki, hele ki onca ağır hastalık varken hiç de etik olmaz herhalde. Bu hastalık herkesin yakalanabileceği türden, mutlaka özellikle sonbahar-kış zamanlarında vücudu ziyaret eden bir hastalık: Grip

Ne diyor bu böyle diyebilirsiniz. Evet, ne demişim, ne yazmışım diye ileride dönüp bakacağım ben de bu sayfaya.
Hastalık hali tuhaf, bitkin hissettirir insanı. O yüzden bu hissettiklerim acaba bana ne yazdırır türünden bir merak böyle doğaçlama bir yazı yazma ihtiyacı hissettirdi bana. Şu an aklıma ne gelirse, bu illet ne hissettirirse öyle yazıyorum.

Evet, tuhaf demiştim hastalık hali için. Tuhaf'ın tanımını yapmak mümkün olmuyor işte. Herkeste etkisi ya daha şiddetli ya daha hafif oluyor. Sanki hep ömür boyunca öyle halsiz kalacakmış gibi bir his.
Hele siz de benim gibi sık sık boğaz ağrıları çekiyorsanız, demek istediğim hissi anlamışsınızdır.

Gün boyu oradan oraya kendinizi bilinçsizce atmanıza neden oluyor. Herhangi bir işe konsantre olabilmek mümkün değil.
Okunmayı bekleyen bir kitap veya izlenmeyi bekleyen filmler sürünüyor bir köşede.
Uzansam, uyumaya çalışsam boğazın verdiği acı hissi artıyor, uyumaya engel oluyor.
''Bari kitabıma devam edeyim'' niyetiyle elime aldığım kitaba 1-2 sayfadan sonra devam edemiyorum, yenik düşüyorum gribe.

Vakit geçsin, film izleyeyim diyorum. Ama 10-20 dakika sonra elim stop tuşuna gidiyor. Olmuyor, konsantre olmak mümkün değil.

Çaresiz ne zamana kadar devam edeceği meçhul illetin geçmesini beklemek kalıyor geriye ve o arada bolca düşünmek. En azından düşüncelerime nüfuz etmesine engel olmaya çalışıyorum hastalığın.
O konudan başka konuya atlıyorum, tavana baktıkça, düşündükçe düşünüyorum. Sonu varmıyor bir yere.

Şimdi de nane-limon ikilisiyle bir randevum var, onlardan medet umuyorum. Bu kaçıncı medet umuş onu da sayabilmiş değilim.

Herkese bol şifalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe