13 Nisan 2013 Cumartesi

DAĞA KARAYEMİŞA

Özellikle son zamanlarda popüler olan, rahmetli Kazım Koyuncu’nun da yorumladığı ancak o yıllarda popüler olmayan hayde türküsünü bilmeyen yoktur.


Yaşanmışlıklarla dolu Doğu Karadeniz türkülerinden biri de Hayde. Doğu Karadeniz insanının bir yarasını içinde, sözlerinde taşıyan ve hareketli ritmine rağmen sözleriyle düşündüren, hüzünlü bir öykünün türküsü Hayde.


Çoğunlukla anonim bir türkü olarak bilinse de aslında değil. Türkünün sözlerinin sahibi Rizeli Melek Akman.


Rizeli Melek Akman, çocukluğundan bu yana şarkı sözleri yazıyor ve besteler yapıyor. Nota bilmediği için, bir bestesini notaya dökmek istediğinde, nota bilen birine yazdıran azimli, üretken bir kadın.


Ve Hayde türküsünün hikayesi sorulduğunda hikayesini Hürriyet Pazar ekine anlatıyor.

Türkünün hikayesi, onun ilkokul yıllarına uzanan bir hikaye. Yakın bir akrabası, ailesi tarafından zorla sevmediği biriyle evlendiriliyor. Sevdiği adam ile kaçmak isteseler de başaramıyorlar ve ömür boyu istemediği bir evlilik sürdürüyor.

İşte bu buruk hikaye, Melek Akman’ı derinden etkiliyor ve büyüyünce bu hikayeyi 1976 yılında kağıda döküyor, ortaya Hayde! Türküsü çıkıyor.


Yıllar sonra, rahmetli Kazım Koyuncu, bir arkadaşı vasıtasıyla bu türküyle karşılaşıyor ve albümünde bu türküyü okumak istediğini belirtiyor.


Ve yıl 2004. Kazım Koyuncu Hayde isimli ikinci albümünde kaynak kısmına Melek Akman’ın ismini yazarak bu türküye can katıyor.


Kazım Koyuncu bu türküyü okuduğunda ise henüz Melek Akman ile tanışmamışlar. Tesadüfen Melek Akman’ın Ardeşen’de işlettiği restoranında tanışıyorlar. Melek hanım ile çok tanışmak istediğini ancak bir türlü ulaşamadığını anlatmış Koyuncu.


Ve Koyuncu, ölümünden bir yıl önce Harbiye konserinde türkünün sahibi Melek Akman’ı dinleyicilerine “İşte Hayde’nin bestecisi burada” diyerek takdim ediyor

Söz ve müzik kendisine ait olduğu halde, türkünün neden anonim kaldığını ise şöyle anlatıyor Melek Akman: “Türkünün ilk iki satırı ve son dörtlüğü farklı iki türküden. Ama aradaki üç dörtlük ve müzik bana ait. Türküyü ilk verdiğim arkadaşıma, ‘Anonim yazsam olmayacak, adımı koysam olmayacak. Ne yapalım?’ dedim. O da, ‘Boşver anonim yazalım’ dedi. Parada, pulda, sanatçılıkta gözüm olmadığı için kabul ettim.’’


Tabii, Kazım Koyuncu vefat etti, aradan yıllar geçti ve Hayde türküsü yeterince parlamadı, sadık dinleyicileri bildi, sevdi. Fakat 2010 yılında vizyona giren Av Mevsimi filminde Cem Yılmaz’ın seslendirmesiyle Hayde, büyük patlama yaşadı ve geniş kitlelere ulaştı.


Tabii, her popüler olan şey gibi, Hayde türküsü de bir süre sonra popüler kültüre alet edildi, kirlendi. Farklı farklı versiyonları yapıldı, eski saf ve temizliğini kaybetti.

Fatih Ürek de değişik bir versiyonla tekrar seslendirdi. İşte, Melek Akman’ın türküyü sahiplenmesi de bu gelişmelerden sonra oldu.


“Hayde’ Kazım Koyuncu’yla bütünleşmiş otantik Hemşin ezgileri taşıyan bir türkü. Cem Yılmaz, çok güzel yorumladı, yüreğiyle okudu. Ama gel gelelim daha sonra okuyanlarla eser eserlikten çıktı ve yozlaştırıldı. Bu türkünün benim için çok dokunaklı bir hikâyesi var, duygusuz okunmasını istemiyorum. Kazım aramızda olsaydı buna izin vermezdi. Ben de ‘Hayde’nin derleyeni ve bestecisi olduğum için duruma el koymak zorunda kaldım. Etnik kökenleri simgeleyen eserlerin, ezgileriyle oynanması hoşuma gitmedi.” Diyerek anlatıyor Melek Akman.


Şüphesiz ki Doğu Karadeniz insanının acısını yansıtan, paylaşan Hayde, her şeye rağmen tüm duygusunu, acısını, saflığını içinde taşıyarak bir bestede yaşamaya devam edecek tüm güzelliğiyle.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe