13 Mart 2023 Pazartesi

RADYODA SEZEN ÇALIYOR

 Günlerden pazar


Radyoda Sezen çalıyor. Genç adam küçük bir kahvaltı hazırladı kendine. Mırıldanarak eşlik etti Sezen'e. 

Tek kişilik demliğine çayını koydu, üstüne bir tutam karanfil. Annesinden öğrenmişti bunu yıllar önce. Kokusu çocukluğuna götürüyordu her seferinde.


Tereyağını sürerken ekmeğine günlük planını kurdu kafasında. Sahaf günüydü bugün. Belki bir kitap görür rafta, heyecanlanırdı. Güzel bir kitaba denk gelir, yenilenirdi içi. Güzel bir kitaba denk gelmek hep heyecanlandırıyordu onu. Azımsamamak lazım kelimelerin gücünü.


Hayret bir şey diye düşündü. Kitaplar ne acayip! İşitsel değil, görsel değil ama o yan yana dizilen kelimeler nasıl da kudretli, nasıl da ele geçiriyorlar insanı!

Bir keresinde suratı asık bir sahafta çok heyecan verici bir kitap görmüş ve yine bu hislere kapılmıştı. Hislerini hevesle tarif etmeye çalışmıştı da sahafa boş boş bakmıştı adam, sonra da sıkıntıyla iç geçirmişti alacaksan al almayacaksan git der gibi. Bozulmuştu, kursağında kalmıştı hevesi. Bir daha da gitmedi o sahafa. Başka sahaf mı kalmadı sanki şehirde!


Hazır radyoda Sezen çalıyorken planına sinemayı da ekledi. Sahaftan sonra sinemaya giderdi, belki şehre bir film gelir, bir güzel orman olurdu içi. Derken ormanların da yandığı aklına geldi. Oradan da zincirleme beyaz peynir fiyatlarını düşündü. İnsan bir güzel hayal de kuramıyordu bu coğrafyada. Hayallerin bile içine sızar mı yaşadığın yer? Sızıyor işte. Midesi bulandı, çatalındaki peyniri geri bıraktı. Hayallerinin yarıda kalmasının öfkesiyle biraz sosyal medyaya baktı. 

Olsun diye düşündü. Filmlere odaklanmak lazım, kitaplara, güzelliklere. Evet, beyaz peynir fiyatlarına rağmen.


Giyinip çıkmak için hazırlandı. Ev bunaltmıştı. Alelacele kendini dışarı attı. Radyoyu açık unuttu. Sezen çalıyordu hala. 

Günün sonunda, sahafta da aradığını bulamadı sinemada da. Yeni bir film gelmemişti şehre, keşfettiği sahaf da pazarlığa yanaşmadı, asık suratlı çıktı. Liseden haz etmediği bir arkadaşına denk geldi, ayak üstü samimi olmayan bir muhabbete maruz kaldı. Sonra markete geçti, fiyatlara bakıp iç geçirdi.


Olsun, günün sonunda eve dönmek var. Sabah kahvaltı sofrasında bunaltan eve dönmek fikrinin şimdi rahatlatması ne garip ne mucizevi bir şey. 

Evde hala okunacak çok kitap var, izlenecek çok film var, dinlenecek çok şarkı var. Evet, haz etmediği insanlarla karşılaşabiliyor insan ama bir köşe başında bekleyen güzel insanlar da var hayatta. Her şeye rağmen varlar. İyi ki varlar.

Bumerang - Yazarkafe